Lateks Allerjisi Sunumu (Power Point)

            Lateks, Hevea brasillensis isimli kauçuk ağacının laktifer hücreleri tarafından üretilen bir üründür ( Resim 1). Batı Afrika, Güney Asya ve Amerika anavatanıdır. Bu doğal ürün işlenerek içerisine bir çok kimyasal madde eklenerek oldukça sağlam ve elastiki lateks maddesine dönüşür. Bugün modern dünyada lateks bir çok ürünün içinde bulunmaktadır. Özellikle sağlık alanında kullanımı giderek artmaktadır. Lateks ilk kez tıp alanında William Halstead tarafından 1890 yılında cerrahi eldivenlerde kullanılmaya başlanmıştır. 1980’li yıllardan beride kan kaynaklı Human Immun Deficiency (HIV) virüs gibi patojenlerin geçişini engellediği gösterildiğinden beri de kullanımı yaygınlaşmıştır.

            Hevea brasillensisten üretilen madde lateksten yoğun sıvı kısım ve ağacın kuru solid kısmından oluşur. Bu kuru solid kısım immünojenik değildir. Sıvı kısım ise %1 oranında protein içerir ve bu proteine (Residual extractable protein) karşılık oluşan spesifik IgE allerjik reaksiyonlardan sorumludur. Bu proteinin alerjik yapısı ürünün yetiştiği yere ve işlenme biçimine göre değişiklik göstermektedir. Doğal lateksten üretilen nihai ürünün içerisindeki total protein miktarı % 1.6 ila 2.0 arasında değişmektedir. Örneğin bir eldiven için total protein miktarı 3 -337 micrograms/gram olarak hesaplanmıştır, içerisine eklenen  kimyasal maddeler, koruyucu maddeler (ammonia veya sodium sulfate), akselaratörler (thiurams, thiocarbamates, mercapto compounds,thioureas), antioksidanlar (phenylenediamine) ve sülfürler ile son ürün olan bir eldivenin %5’lik kısmı doğal lateks proteininden oluşmaktadır.

 Günümüzde spesifik Ig E üretebilen 13 adet antijen recombinant DNA teknolojisi ile üretilmiştir. Bu proteinler içerdikleri aminoasit sayısı ve ağırlıklarına göre  Dünya Sağlık Örgütünün önerisi ile Hev b 1-13’ e kadar numaralandırılmıştır. Bu antijenlerin tespiti sayesinde ayırıcı tanıya gidilebilmektedir. Örneğin  Hev b1 ve b3 spina bifida’da bulunurken, Hev b 2,5,7 besinlerle çarpraz reaksiyonda, Hev b1,3,4,6 yalnız lateks alerjisinde tesbit edilir.

           

 

Hevea brasillensis ağacı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 1: Hevea brasillensis ağacı

 

Lateks alerjisi ilk kez 1927 yılında görülmüş, 1933 yılında da kontakt dermatit tanımlanmıştır. 1979 yılında  İngiltere’ den Tip I IgE aracılıklı alerjik reaksiyon bildirilmiş ve 1991 yılında lateksli baryum enema’yı takiben 16 ölüm bildirilmiş ve bu ölümlerin nedeni lateks bağlı tipI alerjik reaksiyon olduğu gösterilmiştir. 1997’de FDA’in raporuna göre  total 2300 allerjik reaksiyon görülmüş, bu reaksiyonların 225’i anafilaksi, 53’ü kardiyak arrest, 17’si ise ölümle sonuçlanmıştır. Yıllar içerisinde allerji sıklığı artmıştır. 1989 yılında latekse bağlı intraoperatif anafilaksi oranı  %0.5 iken, 2003’de bu oran %16.6’ya çıkarak intraoperatif anafilakside 2. sıraya yükselmiştir. Son yıllarda hastalığın daha iyi tanımlanması, tedavisinin daha iyi yapılabilmesi sonucu bu oranın düştüğü tahmin edilmektedir.            

            Maruziyet eldivenlerde olduğu gibi cilt absorpsiyonu yolu ile olabilir, protein içeren toz inhalasyonu ile olabilir,vaginal/rectal muayeneler, dental prosedürler, cerrahi işlemlerdeki gibi mukozal, ıntravenöz girişimler, ciddi dermatitlerde olduğu gibi parenteral olabilir. Lateksle en fazla karşılaşılan durum eldiven kullanımıdır. Tozlu, steril olmayan eldivenlerin protein miktarı oldukça fazladır. İdeal olan tozsuz ve protein miktarı az eldivenler kullanılmasıdır. Bu amaçla FDA 1996’ da bir eldivende 50µg/g’dan daha az protein miktarı olmasını deklare etmiştir. Ancak unutulmaması gereken allerjik reaksiyon için gereken miktar günümüzde hala kesin olarak söylenememektedir.  

            Genel populasyonda lateks spesifik IgE pozitif oranı %5.4-6.7 iken pozitif deri testi oranı %1.7-2.2 arasındadır. Latekse maruziyet arttıkça allerji sıklığıda artmaktadır. Sağlık çalışanlarında pozitif IgE oranı %0-30 arasında değişirken klinik olarak sağlık çalışanlarının % 1-2’sinde lateks allerjisi görülmektedir. Özellikle ameliyathane çalışanlarında daha sık gözlenmektedir. Kadınlarda lateks alerjisinin daha sık görülmesinin bir nedeni de ameliyathane çalışanlarının çoğunlukla bayanlardan oluşmasına bağlanmıştır. Spina bifidalı çocuklarda %10-73’ tür. Bu çocuklarda tekrarlanan cerrahi, tedavi veya tanı için kullanılan yöntemler, atopi sıklığı gibi nedenlerle ameliyathanede kontrol grubuna göre anafilaksi sıklığı 500 kat artmıştır. Atopi sıklığının artması da lateks duyarlılığını arttıran bir diğer nedendir Atopik bireylerde artmış IgE üretimi lateks sensitivitesini arttırır ve bunlarda  kontrol grubuna göre 4 kat daha fazla lateks alerjisi görülür (Tablo 1).

            Besin alerjisi olan kişiler lateks alerjilerine duyarlıdır. Besin alerjisi olan çocukların yaklaşık %20’sinde Lateks allerjisi gözlenirken, Lateks allerjisi olanların %30-80’inde besin alerjisi gözlenir ( Tablo 3). Bu allerjilerin yaklaşık yarısı ciddi alerjik reaksiyon sınıfına girmektedir. Bu birliktelik lateks proteinleri ile besin proteinleri arasındaki immünolojik çapraz reaksiyona bağlanmıştır. Bu çapraz reaksiyon bazı polenlerle ( Ragweed, grass) de gösterilmiş, bundan da profilin ile lateks arasındaki çapraz reaksiyon sorumlu tutulmuştur. Besinlerle oral kaşıntı, genel kaşıntı, ürtiker, anjiyoödem, bulantı, kusma, dispne veya anafilaksi geçirenlerde mutlaka akla lateks duyarlılığı da gelmeli hasta bu yönden de sorgulanmalıdır. 

 

Lateks Alerjisi İçin Risk Faktörleri

  • Sağlık çalışanları
  • Lateks ağacı endüstrisi çalışanları
  • Spina bifida veya urogenital anomalileri olan kişiler
  • Tekrarlayan veya uzamış cerrahi işlemlere maruz kalmış kişiler,veya erken yaşta  muköz membranlara lateks içeren tıbbi alet uygulanan kişiler
  • Atopik bünyeli kişiler ve besin alerjisi bulunan kişiler (kross-reakting proteinler, özellikle muz, avocado, kestane, kivi, kavun, domates)

Tablo 1: Lateks Alerjisi Risk Faktörleri

    

            Lateks maruziyeti sonrası klinikte karşımıza 3 klinik sendrom ortaya çıkar (Tablo II). Bunlardan birincisi ve ensık karşılaşılanı irritan dermatittir. Lateks içeren maddelerin direk deriye yaptığı hasar ile lokal döküntüler meydana gelir. Genellikle ellerde oluşur ve bu döküntüler kaşıntılı, kuru ve irritatiftir.  Burada immunolojik bir olay söz konusu değildir.

            İkinci olarak karşımıza çıkan sendrom,  Tip IV alerjik reaksiyon olarak bilinen Kontakt dermatit’tir. Lezyonlar lateks maruziyetinin yerine göre deri veya müköz membranlar da yaklaşık 24-48 saat sonra  ortaya çıkar. Lateksin değdiği yerlere hızla yayılır. Lateks ağacının işlenmesi, fabrikasyonu sırasında eklenen kimyasal maddelere karşıda kontakt dermatit oluşabileceğinden kimyasal sensitiv dermatit olarak da adlandırılabilir.

            Üçüncü olarak  Tip I aracılıklı reaksiyonlar karşımıza çıkar. Bu reaksiyon diğer ikisine göre daha az sıklıkla olsa da  hayatı tehdit ettiği için çok önem arz eder. Lateks içerisindeki  Residual extractable protein’e karşılık oluşan spesifik IgE allerjik reaksiyonlardan sorumludur. Eğer bir üründe protein miktarı 100 µg/g’dan düşükse allerjenitesi olmayacağı bildirilmiş olsa bile bu konuda kesin değer vermek zordur. Arı alerjilerinde olduğu gibi ilk temasta şok veya ani ölüm pek beklenmez. Duyarlı kişilerde bazofil veya mast hücreleri üzerindeki IgE molekülleri, lateks proteinleri ile çapraz reaksiyon veren gıda proteinleri, ile temasa geçerek immunolojik kaskadı başlatabilir. Ölüm lateks içeren rektal kateterler kullanımı sonrası bildirilmiş, çocuklarda uygulanan kateterizasyonunda ölümle neden olabileceği gösterilmiştir. Balon şişirme, intravenöz enjeksiyonlar ve kondom kullanma da duyarlı kişilerde ölüm riskini arttırmaktadır.

Heese’nin  432 lateks allerjilik serisinde irritatif dermatit sıklığı %40, Tip I allerji sıklığı %33.1, Tip IV allerjik kontakt dermatit sıklığı ise % 20.4 olarak bildirilmiştir.

 

Lateks Alerjisi Semptomları

  • Irritant contact dermatitis (nonimmune)
    Yavaş gelişim, günlerce sürebilir, genellikle el yıkama ile oluşur, antiseptikler ve eldiven, kimyasallar; semptomlar kızarıklık, çatlaklar, fissurler, pullanmadan ibarettir
  • Allergic contact dermatitis, veya  type IV (delayed hypersensitivity)
    Temastan 48 saat sonra başlangıç, semptomlar erythema, kistler, papul, kaşıntı, kabarcık, kabuklanmayı içerir
  • Immediate hypersensitivity, veya  tip 1
    Dakikalar içerisinde başlar, çok nadiren 2 saati aşar,semptomlar lokal ve generalize urtiker, baygınlık,angioödem, bulantı, kusma, abdominal kramplar, rhinokonjunktivitis, bronchospasm, anaphylaktik şoku içerir

Tablo 2 : Lateks Alerjisi Kliniği

 

            Tanıda öncelikle iyi bir öykü alınmalıdır, lateks maruziyeti sonrası nazal, göz, sinüs irritasyonu olanlar, ürtikeri olanlar, solunum sıkıntısı çekenler, öksürenler, açıklanamayan şok tablosu içerisinde olanlarda mutlaka lateks allerjisinden şüphelenilmelidir. Özellikle risk faktörü olan kişilerde şüphelenilen belirtiler görüldüğünde mutlaka ileri testler yapılmalıdır.

            Tip I alerjisi olanlarda total IgE yüksekliği olabilir ancak bu ne spesifik nede sensitiftir. 

            Deri testinin sensitivite ve spesivitesi %98’dir. Bu nedenle tanıda altın standarttadır.  Test sırasında ciddi reaksiyonlar oluşabileceğinden gerekli önlemler altında yapılmasında fayda vardır.

            RAST (radioallergosorbent test) serumda latekse karşı  IgE Ab’u araştırır. Sensitivitesi %80-90, spesifitesi %60-90‘dır. EAST (Enzymeallergosorbent Test) radioaktivite gerektirmez ayrıca sensitivite ve spesifitesi % 80-85 civarındadır.

            Tip IV reaksiyonların tanısında Yama testi yapılır. Tedavisinde korunma ve steroidli kremler önerilmektedir.

 

 

Lateks- Besin Çapraz Reaksiyonu Derecesi

Yüksek

 Orta

 Düşük veya beklenmeyen

 

 

 

Muz Elma Armut Mango
Avacado Havuç Şeftali Çavdar
Kestane Kereviz Erik Buğday
  Papaya Kiraz Çim
  Kiwi Ananas Ragweed
  Patates Çilek Mugwort
  Domates İncir Fındık
  Kavun Üzüm Ceviz
    Kayısı Soya
    Meyva suyu Fıstık
    Nektar  

Tablo 3 : Lateksle En sık Çapraz Reaksiyon Veren Besinler

           

            Tedavinin ilk ve en önemli basamağı korunmadır. Özellikle riskli kişilerde primer korunmanın lateks sensitizasyonunu azalttığı,sekonder korunmanın da  lateks spesifik IgE değerlerini düşürdüğü ve allerjik reaksiyonların şiddetini azalttığı gösterilmiştir. Primer korunmada kişiler mümkün olduğunca latekssiz maddeler kullanmaya özen göstermeli, eşlik eden ekzemaları varsa bu yönden tedavi olmalı, eldiven kullandığı dönemlerde özellikle yağ kökenli kremler kullanmamalı, eldiven kullanımı sonrası ellerini hemen sabunla yıkamalıdır.   Sekonder korunmada kişiler latekssiz eldiven ve tıbbi malzemeler kullanmalılar, sadece direk temastan değil aynı zamanda hava yolu ile olan temaslardan korunmalı çünkü sürekli allerjen maruziyeti ilerleyen zamanlarda sensitiviteyi arttırmaktadır. Lateks alerjisi olan kişilerin bu maddeye karşı alerjilerinin olduğunu bilmesi çok önemlidir.. Kişinin alerjisini bilmesinin yanı sıra bir künye ya da bilezik takması önerilir. Tüm cerrahi veya medikal girişimler öncesi bu durumunu ilgili hekime bildirmesi zorunludur. Tip I alerjisi olanların yanlarında mutlaka Adrenalin içeren kalem (EpiPen ) taşıması gereklidir. Allerji gelişmesi durumunda lateks içermeyen acil setleri ile müdahale edilmelidir.  Lateks içeren tüm tıbbi malzemeden uzaklaşılmalıdır (Tablo 4). Planlanmış operasyon yapılacaksa da lateks içermeyen ameliyathane odaları tercih edilmelidir. Operasyon öncesi premedikasyon oluşabilecek anafilaksiyi gizleyebileceğinden ve de yararı henüz kanıtlanamadığından önerilmemektedir. Hasta eve gönderilirken mutlaka kendisine ve ailesine lateks içeren tıbbi ve ev içi malzemeler hatırlatılmalı bunlardan uzak durması sağlanmalıdır. Hasta bir alerji kliniğinin takibine girmeli, hayatı tehdit eden anafilaksi hakkında bilgilendirilmeli, bazı besinlerle de anafilaksi gelişebileceği hatırlatılmalıdır. Primer sensitizasyonu önleme adına hastaneler latekssiz tıbbi malzeme kullanmaya gayret etmelidir. Yapılan çalışmalarda latekssiz malzeme kullanımının hastanelere daha az maddi yük getirdiği gösterilmiştir.

            Standart lateks ekstraktları olmadığından spesifik immünoterapi şu an için başarısızdır. Subkutan desensitizasyon çok ciddi yan etkiler yapabilmektedir, bu nedenle dilaltı yapılan desensitizasyonun yan etkilerinin az olduğu bildirilmiştir. Dil altı desensitizasyon ile spesifik IgE değerlerinin düştüğü gösterilse de pahalı olması yinede anafilaksi riski taşıması nedeni ile kullanımı sınırlı kalacak gibi gözükmektedir.

 

Lateks İçeren Ürünler

  • Eldivenler
  • Kan almada kullanılan bantlar
  • Oksijen maskeleri
  • Trakea tüpleri
  • Solunum torbaları
  • Anestezi tüplerinin parçaları
  • Cerrahi maske
  • Şırınga pistonu
  • İdrar yolları kateterleri
  • Baryumlu lavmanlar
  • Lavman malzemeleri
  • Kolostomi torbaları
  • Branül ve damar içi tüpler
  • Enjeksiyon malzemeleri
  • EKG pedleri
  • Aort içi balonlar ve kontrol sistemleri
  • Dişçilikte kullanılan lastik malzemeler

Tablo 4 : Lateks İçeren Tıbbi Malzemeler

 

           

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKLAR:

  • Anonymous: AAAAI and ACAAI Joint Statement concerning the use of powdered and non-powdered natural rubber latex gloves. Annals of Allergy, Asthma, & Immunology 1997; 79: 487
  • Arellano R, Bradley J, Sussman G. Prevalence of latex sensitization among hospital physicians occupationally exposed to latex gloves. Anesthesiology 1992;77:905-8.
  • Beezhold DH, Sussman GL, Liss GM, Chang NS. Latex allergy can induce clinical reactions to specific foods. Clin Exp Allergy 1996;26:416-22.
  • Blanco C, Carrillo T, Castillo R, Quiralte J, Cuevas M. Latex allergy: clinical features and cross-reactivity with fruits. Ann Allergy 1994;73:309-14.
  • Brown, R, Hamilton, R, McAllister, M: How health care organizations can establish and conduct a program for a latex-safe environment. Joint Commission Journal on Quality & Safety 2003; 29: 113-23
  • Food and Drug Administration. Latex-containing devices; user labeling; proposed rule. Fed Regist June 24, 1996;61(122):32617-21. Retrieved in 1997 from Federal Register Online via GPO Access [wais.access.gpo.gov], document no. fr24;n96-46.
  • Kurup VP, Fink JN. The spectrum of immunologic sensitization in latex allergy. Allergy 2001;56:2–12.20
  • Kwittken PL, Becker J, Oyefara B, Danziger R, Pawlowski N, Sweinberg S. Latex hypersensitivity reactions despite prophylaxis. Allergy Proc 1992; 13:123-7.
  • Leynadier, F, Herman, D, Vervloet, D, et al.: Specific mmunotherapy with a standardized latex extract versus placebo in allergic healthcare workers. J Allergy Clin Immunol 2000; 106: 585-90
  • Mahler V, Fischer S, Fuchs T, Ghannadan M. Prevention of latex allergy by selection of low-allergen gloves. Clin ExpAllergy 2000; 30: 509-520
  • Ownby DR, Tomlanovich M, Sammons N, McCullough J. Anaphylaxis associated with latex allergy during barium enema examinations. AJR Am J Roentgenol 1991;156:903-8.
  • Poley, GJ, Slater, J: Latex allergy. J Allergy Clin Immunol 2000; 105: 1054-62
  • Primeau, M, Adkinson, NJ, Hamilton, R: Natural rubber pharmaceutical vial closures release latex allergens that produce skin reactions. J Allergy Clin Immunol 2001; 107: 958-62
  • Product approvals: latex sensitivity test. FDA Med Bull 1995;25:2-3.
  • Rihs HP, Chen Z, Rozynek P, et al. PCR-based cloning, isolation, and IgE-binding properties of recombinant latex profilin (rHev b 8). Allergy 2000;55:712–7.
  • United States Department of Health and Human Services, Public Health Service, Centers for Disease Control and Prevention, National Institute for Occupational Safety and Health. Preventing allergic reactions to natural rubber latex in the workplace. Cincinnati: Government Printing Office, 1997; NIOSH publication no. 97-135.