Allerjik rinit tanısı üst solunum yolu enfeksiyonu ve nazal yapısal anomalisi olmayan çocuklarda burun akıntısı, tıkanıklığı, kaşınması, hapşırma, ve konjunktival iritasyon gibi yakınmalar esas alınır. Rinit yakınmalarından en az ikisinin günde 1 saatten fazla devam etmesi öykü için tipiktir. Semptomların şiddetli olması yanı sıra   polen allerjisi olan kişilerde  polen mevsimi boyunca yorgunluk hissi ve uyku bozukluğundan yakınırlar. Koku duyusunda azalmaya bağlı iştahsızlık olabilir. Baş ağrısı primer allerjik semptom olmayıp, genellikle eşlik eden sinüzite bağlıdır. Allerjik konjunktivit eşlik ediyorsa konjunktivada ödem, hiperemi, kaşıntı ve göz yaşarması sık rastlanan bulgulardır. Çocuklarda AR’nin en önemli semptomlarından biri de kronik öksürüktür. Sinüzit ve AR’de öksürüğün nedeni geniz akıntısı ve larinks irritasyonudur

Muayenede Nelere Raslanılır ?

Allerjen ile temas söz konusu değilse, nazal mukoza normal olabilir. Allerjene maruz kalan hastalarda iki taraflı (simetrik olmayabilir), genellikle alt konkaya lokalize konjesyon gözlenebilir. Alt konka ödemlidir ve üzeri berrak bir sekresyonla örtülüdür.Burnun fizik incelemesi sırasında septal deviyasyon ve polip gibi patolojiler de yakalanabilir. Fleksibl veya rijit endoskoplar kullanılarak yapılan rinoskopi nazal pasaj incelenmesinde önemli olup özellikle kronik sinüzit komplikasyonu olan hastalarda yapılmalıdır. Rinoskopi ile polip, septal deviyasyon ve büyümüş adenoid tanısı saptanabilir.

Allerjik rinitli çocuklarda burun tıkanıklığı nedeniyle ağız solunumu sıktır. Bazı çocuklarda ağız sürekli açıktır. Burundaki venöz konjesyona bağlı göz altlarında ödem ve deri renginin koyulaşması (shiners), burun kaşıntısı nedeniyle yüzü buruşturma, mimikler ve burun ucunun avuç içiyle yukarı doğru itilmesi (allerjik selam) şeklinde sürekli tekrarlanan hareket sonucunda burnun 1/3 alt kısımında transvers bir çizginin oluşması AR’li çocuklarda görülebilen fizik muayene bulgularıdır.

Alerji Testleri

Allerjik rinit tanısı esas olarak öyküden konur. Laboratuar testleri tanıyı destekler. Bu testlerin arasında en değerlileri  deri testi ya da özgül IgE ölçümleri ile atopi saptanmasıdır.  Ancak deri testinin pozitif bulunması klinik bulguların yokluğunda bir anlam ifade etmez. Ayrıca deri testinin negatif çıkmasıda hastalık yok anlamına gelmemektedir. Tanıya klinik bulgular ve deri testi sonuçları birlikte değerlendirilerek gidilmelidir.